fırlamak

Turkish

Etymology

From Ottoman Turkish فرلامق (fırlamak). Equivalent to fır (“whirling”) +‎ -la (verb forming suffix).

Pronunciation

• IPA^(key): /fɯɾ.ɫɑˈmɑk/
• Hyphenation: fır‧la‧mak

Verb

fırlamak (third-person singular simple present fırlar)

1. to leap, to dart, to fly off
2. to skyrocket

   Borsada altın fiyatları fırladı. ― Gold prices in the stock market skyrocketed.

Conjugation

Conjugation of fırlamak

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			fırlamak
impersonal participle	imperfective		fırlayan
	perfective		fırlamış
	prospective		fırlayacak
personal participle	non-prospective		fırladığım	fırladığın	fırladığı	fırladığımız	fırladığınız	fırladıkları
	prospective		fırlayacağım	fırlayacağın	fırlayacağı	fırlayacağımız	fırlayacağınız	fırlayacakları
verbal noun			fırlama
way of doing			fırlayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	fırlarım	fırlarsın	fırlar	fırlarız	fırlarsınız	fırlarlar
		imperfective	fırlıyorum	fırlıyorsun	fırlıyor	fırlıyoruz	fırlıyorsunuz	fırlıyorlar
	past	perfective	fırladım	fırladın	fırladı	fırladık	fırladınız	fırladılar
		imperfective	fırlıyordum	fırlıyordun	fırlıyordu	fırlıyorduk	fırlıyordunuz	fırlıyorlardı
	future		fırlayacağım	fırlayacaksın	fırlayacak	fırlayacağız	fırlayacaksınız	fırlayacaklar
inferential	perfective		fırlamışım	fırlamışsın	fırlamış	fırlamışız	fırlamışsınız	fırlamışlar
	aorist		fırlarmışım	fırlarmışsın	fırlarmış	fırlarmışız	fırlarmışsınız	fırlarmışlar
	imperfective		fırlıyormuşum	fırlıyormuşsun	fırlıyormuş	fırlıyormuşuz	fırlıyormuşsunuz	fırlıyormuşlar
conditional	simple		fırlasam	fırlasan	fırlasa	fırlasak	fırlasanız	fırlasalar
	perfective		fırlasaydım	fırlasaydın	fırlasaydı	fırlasaydık	fırlasaydınız	fırlasaydılar
optative			fırlayayım	fırlayasın	fırlaya	fırlayalım	fırlayasınız	fırlayalar
progressive			fırlamaktayım	fırlamaktasın	fırlamakta	fırlamaktayız	fırlamaktasınız	fırlamaktalar
necessitative			fırlamalıyım	fırlamalısın	fırlamalı	fırlamalıyız	fırlamalısınız	fırlamalılar
imperative				fırla	fırlasın		fırlayın	fırlasınlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	fırlar mıyım?	fırlar mısın?	fırlar mı?	fırlar mıyız?	fırlar mısınız?	fırlarlar mı?
		imperfective	fırlıyor muyum?	fırlıyor musun?	fırlıyor mu?	fırlıyor muyuz?	fırlıyor musunuz?	fırlıyorlar mı?
	past	perfective	fırladım mı?	fırladın mı?	fırladı mı?	fırladık mı?	fırladınız mı?	fırladılar mı?
		imperfective	fırlıyor muydum?	fırlıyor muydun?	fırlıyor muydu?	fırlıyor muyduk?	fırlıyor muydunuz?	fırlıyorlar mıydı?
	future		fırlayacak mıyım?	fırlayacak mısın?	fırlayacak mı?	fırlayacak mıyız?	fırlayacak mısınız?	fırlayacaklar mı?
inferential	perfective		fırlamış mıyım?	fırlamış mısın?	fırlamış mı?	fırlamış mıyız?	fırlamış mısınız?	fırlamışlar mı?
	aorist		fırlar mıymışım?	fırlar mıymışsın?	fırlar mıymış?	fırlar mıymışız?	fırlar mıymışsınız?	fırlarlar mıymış?
	imperfective		fırlıyor muymuşum?	fırlıyor muymuşsun?	fırlıyor muymuş?	fırlıyor muymuşuz?	fırlıyor muymuşsunuz?	fırlıyorlar mıymış?
conditional	simple		fırlasam mı?	fırlasan mı?	fırlasa mı?	fırlasak mı?	fırlasanız mı?	fırlasalar mı?
	perfective		fırlasa mıydım?	fırlasa mıydın?	fırlasa mıydı?	fırlasa mıydık?	fırlasa mıydınız?	fırlasalar mıydı?
progressive			fırlamakta mıyım?	fırlamakta mısın?	fırlamakta mı?	fırlamakta mıyız?	fırlamakta mısınız?	fırlamaktalar mı?
necessitative			fırlamalı mıyım?	fırlamalı mısın?	fırlamalı mı?	fırlamalı mıyız?	fırlamalı mısınız?	fırlamalılar mı?
Negative declarative
infinitive			fırlamamak
impersonal participle	imperfective		fırlamayan
	perfective		fırlamamış
	prospective		fırlamayacak
personal participle	non-prospective		fırlamadığım	fırlamadığın	fırlamadığı	fırlamadığımız	fırlamadığınız	fırlamadıkları
	prospective		fırlamayacağım	fırlamayacağın	fırlamayacağı	fırlamayacağımız	fırlamayacağınız	fırlamayacakları
verbal noun			fırlamama
way of doing			fırlamayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	fırlamam	fırlamazsın	fırlamaz	fırlamayız	fırlamazsınız	fırlamazlar
		imperfective	fırlamıyorum	fırlamıyorsun	fırlamıyor	fırlamıyoruz	fırlamıyorsunuz	fırlamıyorlar
	past	perfective	fırlamadım	fırlamadın	fırlamadı	fırlamadık	fırlamadınız	fırlamadılar
		imperfective	fırlamıyordum	fırlamıyordun	fırlamıyordu	fırlamıyorduk	fırlamıyordunuz	fırlamıyordular
	future		fırlamayacağım	fırlamayacaksın	fırlamayacak	fırlamayacağız	fırlamayacaksınız	fırlamayacaklar
inferential	perfective		fırlamamışım	fırlamamışsın	fırlamamış	fırlamamışız	fırlamamışsınız	fırlamamışlar
	aorist		fırlamazmışım	fırlamazmışsın	fırlamazmış	fırlamazmışız	fırlamazmışsınız	fırlamazmışlar
	imperfective		fırlamıyormuşum	fırlamıyormuşsun	fırlamıyormuş	fırlamıyormuşuz	fırlamıyormuşsunuz	fırlamıyormuşlar
conditional	simple		fırlamasam	fırlamasan	fırlamasa	fırlamasak	fırlamasanız	fırlamasalar
	perfective		fırlamasaydım	fırlamasaydın	fırlamasaydı	fırlamasaydık	fırlamasaydınız	fırlamasaydılar
optative			fırlamayayım	fırlamayasın	fırlamaya	fırlamayalım	fırlamayasınız	fırlamayalar
progressive			fırlamamaktayım	fırlamamaktasın	fırlamamakta	fırlamamaktayız	fırlamamaktasınız	fırlamamaktalar
necessitative			fırlamamalıyım	fırlamamalısın	fırlamamalı	fırlamamalıyız	fırlamamalısınız	fırlamamalılar
imperative				fırlama	fırlamasın		fırlamayın	fırlamasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	fırlamaz mıyım?	fırlamaz mısın?	fırlamaz mı?	fırlamaz mıyız?	fırlamaz mısınız?	fırlamazlar mı?
		imperfective	fırlamıyor muyum?	fırlamıyor musun?	fırlamıyor mu?	fırlamıyor muyuz?	fırlamıyor musunuz?	fırlamıyorlar mı?
	past	perfective	fırlamadım mı?	fırlamadın mı?	fırlamadı mı?	fırlamadık mı?	fırlamadınız mı?	fırlamadılar mı?
		imperfective	fırlamıyor muydum?	fırlamıyor muydun?	fırlamıyor muydu?	fırlamıyor muyduk?	fırlamıyor muydunuz?	fırlamıyorlar mıydı?
	future		fırlamayacak mıyım?	fırlamayacak mısın?	fırlamayacak mı?	fırlamayacak mıyız?	fırlamayacak mısınız?	fırlamayacaklar mı?
inferential	perfective		fırlamamış mıyım?	fırlamamış mısın?	fırlamamış mı?	fırlamamış mıyız?	fırlamamış mısınız?	fırlamamışlar mı?
	aorist		fırlamaz mıymışım?	fırlamaz mıymışsın?	fırlamaz mıymış?	fırlamaz mıymışız?	fırlamaz mıymışsınız?	fırlamazlar mıymış?
	imperfective		fırlamıyor muymuşum?	fırlamıyor muymuşsun?	fırlamıyor muymuş?	fırlamıyor muymuşuz?	fırlamıyor muymuşsunuz?	fırlamıyorlar mıymış?
conditional	simple		fırlamasam mı?	fırlamasan mı?	fırlamasa mı?	fırlamasak mı?	fırlamasanız mı?	fırlamasalar mı?
	perfective		fırlamasa mıydım?	fırlamasa mıydın?	fırlamasa mıydı?	fırlamasa mıydık?	fırlamasa mıydınız?	fırlamasalar mıydı?
progressive			fırlamamakta mıyım?	fırlamamakta mısın?	fırlamamakta mı?	fırlamamakta mıyız?	fırlamamakta mısınız?	fırlamamaktalar mı?
necessitative			fırlamamalı mıyım?	fırlamamalı mısın?	fırlamamalı mı?	fırlamamalı mıyız?	fırlamamalı mısınız?	fırlamamalılar mı?

Derived terms

• fırlatmak
• fırfır (whirligig) (regional and/or informal)
• fırtlak (bulging) (regional and/or informal)
• fırlama (spring, dash (noun) - bold, cheeky, bastard, ill-mannered child) (vulgar and/or humorous; use with caution)

Further reading

• Nişanyan, Sevan (2002–) “fırlamak”, in Nişanyan Sözlük
• “fırlamak”, in Turkish dictionaries, Türk Dil Kurumu