anlaşılmak

Turkish

Etymology

From anlamak.

Verb

anlaşılmak (third-person singular simple present anlaşılır)

1. passive of anlaşmak: to make sense, to be understood

Conjugation

Conjugation of anlaşılmak (aorist in -V⁴r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			anlaşılmak
impersonal participle	imperfective		anlaşılan
	perfective		anlaşılmış
	prospective		anlaşılacak
personal participle	non-prospective		anlaşıldığım	anlaşıldığın	anlaşıldığı	anlaşıldığımız	anlaşıldığınız	anlaşıldıkları
	prospective		anlaşılacağım	anlaşılacağın	anlaşılacağı	anlaşılacağımız	anlaşılacağınız	anlaşılacakları
verbal noun			anlaşılma
way of doing			anlaşılış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	anlaşılırım	anlaşılırsın	anlaşılır	anlaşılırız	anlaşılırsınız	anlaşılırlar
		imperfective	anlaşılıyorum	anlaşılıyorsun	anlaşılıyor	anlaşılıyoruz	anlaşılıyorsunuz	anlaşılıyorlar
	past	perfective	anlaşıldım	anlaşıldın	anlaşıldı	anlaşıldık	anlaşıldınız	anlaşıldılar
		imperfective	anlaşılıyordum	anlaşılıyordun	anlaşılıyordu	anlaşılıyorduk	anlaşılıyordunuz	anlaşılıyorlardı (or anlaşılıyordular)
	future		anlaşılacağım	anlaşılacaksın	anlaşılacak	anlaşılacağız	anlaşılacaksınız	anlaşılacaklar
inferential	perfective		anlaşılmışım	anlaşılmışsın	anlaşılmış	anlaşılmışız	anlaşılmışsınız	anlaşılmışlar
	aorist		anlaşılırmışım	anlaşılırmışsın	anlaşılırmış	anlaşılırmışız	anlaşılırmışsınız	anlaşılırlarmış (or anlaşılırmışlar)
	imperfective		anlaşılıyormuşum	anlaşılıyormuşsun	anlaşılıyormuş	anlaşılıyormuşuz	anlaşılıyormuşsunuz	anlaşılıyorlarmış
conditional	simple		anlaşılsam	anlaşılsan	anlaşılsa	anlaşılsak	anlaşılsanız	anlaşılsalar
	perfective		anlaşılsaydım	anlaşılsaydın	anlaşılsaydı	anlaşılsaydık	anlaşılsaydınız	anlaşılsaydılar
optative			anlaşılayım	anlaşılasın	anlaşıla	anlaşılalım	anlaşılasınız	anlaşılalar
progressive			anlaşılmaktayım	anlaşılmaktasın	anlaşılmakta	anlaşılmaktayız	anlaşılmaktasınız	anlaşılmaktalar
necessitative			anlaşılmalıyım	anlaşılmalısın	anlaşılmalı	anlaşılmalıyız	anlaşılmalısınız	anlaşılmalılar
imperative				anlaşıl	anlaşılsın		anlaşılın	anlaşılsınlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	anlaşılır mıyım?	anlaşılır mısın?	anlaşılır mı?	anlaşılır mıyız?	anlaşılır mısınız?	anlaşılırlar mı?
		imperfective	anlaşılıyor muyum?	anlaşılıyor musun?	anlaşılıyor mu?	anlaşılıyor muyuz?	anlaşılıyor musunuz?	anlaşılıyorlar mı?
	past	perfective	anlaşıldım mı?	anlaşıldın mı?	anlaşıldı mı?	anlaşıldık mı?	anlaşıldınız mı?	anlaşıldılar mı?
		imperfective	anlaşılıyor muydum?	anlaşılıyor muydun?	anlaşılıyor muydu?	anlaşılıyor muyduk?	anlaşılıyor muydunuz?	anlaşılıyorlar mıydı?
	future		anlaşılacak mıyım?	anlaşılacak mısın?	anlaşılacak mı?	anlaşılacak mıyız?	anlaşılacak mısınız?	anlaşılacaklar mı?
inferential	perfective		anlaşılmış mıyım?	anlaşılmış mısın?	anlaşılmış mı?	anlaşılmış mıyız?	anlaşılmış mısınız?	anlaşılmışlar mı?
	aorist		anlaşılır mıymışım?	anlaşılır mıymışsın?	anlaşılır mıymış?	anlaşılır mıymışız?	anlaşılır mıymışsınız?	anlaşılırlar mıymış?
	imperfective		anlaşılıyor muymuşum?	anlaşılıyor muymuşsun?	anlaşılıyor muymuş?	anlaşılıyor muymuşuz?	anlaşılıyor muymuşsunuz?	anlaşılıyorlar mıymış?
conditional	simple		anlaşılsam mı?	anlaşılsan mı?	anlaşılsa mı?	anlaşılsak mı?	anlaşılsanız mı?	anlaşılsalar mı?
	perfective		anlaşılsa mıydım?	anlaşılsa mıydın?	anlaşılsa mıydı?	anlaşılsa mıydık?	anlaşılsa mıydınız?	anlaşılsalar mıydı?
progressive			anlaşılmakta mıyım?	anlaşılmakta mısın?	anlaşılmakta mı?	anlaşılmakta mıyız?	anlaşılmakta mısınız?	anlaşılmaktalar mı?
necessitative			anlaşılmalı mıyım?	anlaşılmalı mısın?	anlaşılmalı mı?	anlaşılmalı mıyız?	anlaşılmalı mısınız?	anlaşılmalılar mı?
Negative declarative
infinitive			anlaşılmamak
impersonal participle	imperfective		anlaşılmayan
	perfective		anlaşılmamış
	prospective		anlaşılmayacak
personal participle	non-prospective		anlaşılmadığım	anlaşılmadığın	anlaşılmadığı	anlaşılmadığımız	anlaşılmadığınız	anlaşılmadıkları
	prospective		anlaşılmayacağım	anlaşılmayacağın	anlaşılmayacağı	anlaşılmayacağımız	anlaşılmayacağınız	anlaşılmayacakları
verbal noun			anlaşılmama
way of doing			anlaşılmayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	anlaşılmam	anlaşılmazsın	anlaşılmaz	anlaşılmayız	anlaşılmazsınız	anlaşılmazlar
		imperfective	anlaşılmıyorum	anlaşılmıyorsun	anlaşılmıyor	anlaşılmıyoruz	anlaşılmıyorsunuz	anlaşılmıyorlar
	past	perfective	anlaşılmadım	anlaşılmadın	anlaşılmadı	anlaşılmadık	anlaşılmadınız	anlaşılmadılar
		imperfective	anlaşılmıyordum	anlaşılmıyordun	anlaşılmıyordu	anlaşılmıyorduk	anlaşılmıyordunuz	anlaşılmıyorlardı
	future		anlaşılmayacağım	anlaşılmayacaksın	anlaşılmayacak	anlaşılmayacağız	anlaşılmayacaksınız	anlaşılmayacaklar
inferential	perfective		anlaşılmamışım	anlaşılmamışsın	anlaşılmamış	anlaşılmamışız	anlaşılmamışsınız	anlaşılmamışlar
	aorist		anlaşılmazmışım	anlaşılmazmışsın	anlaşılmazmış	anlaşılmazmışız	anlaşılmazmışsınız	anlaşılmazlarmış
	imperfective		anlaşılmıyormuşum	anlaşılmıyormuşsun	anlaşılmıyormuş	anlaşılmıyormuşuz	anlaşılmıyormuşsunuz	anlaşılmıyorlarmış
conditional	simple		anlaşılmasam	anlaşılmasan	anlaşılmasa	anlaşılmasak	anlaşılmasanız	anlaşılmasalar
	perfective		anlaşılmasaydım	anlaşılmasaydın	anlaşılmasaydı	anlaşılmasaydık	anlaşılmasaydınız	anlaşılmasaydılar
optative			anlaşılmayayım	anlaşılmayasın	anlaşılmaya	anlaşılmayalım	anlaşılmayasınız	anlaşılmayalar
progressive			anlaşılmamaktayım	anlaşılmamaktasın	anlaşılmamakta	anlaşılmamaktayız	anlaşılmamaktasınız	anlaşılmamaktalar
necessitative			anlaşılmamalıyım	anlaşılmamalısın	anlaşılmamalı	anlaşılmamalıyız	anlaşılmamalısınız	anlaşılmamalılar
imperative				anlaşılma	anlaşılmasın		anlaşılmayın	anlaşılmasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	anlaşılmaz mıyım?	anlaşılmaz mısın?	anlaşılmaz mı?	anlaşılmaz mıyız?	anlaşılmaz mısınız?	anlaşılmazlar mı?
		imperfective	anlaşılmıyor muyum?	anlaşılmıyor musun?	anlaşılmıyor mu?	anlaşılmıyor muyuz?	anlaşılmıyor musunuz?	anlaşılmıyorlar mı?
	past	perfective	anlaşılmadım mı?	anlaşılmadın mı?	anlaşılmadı mı?	anlaşılmadık mı?	anlaşılmadınız mı?	anlaşılmadılar mı?
		imperfective	anlaşılmıyor muydum?	anlaşılmıyor muydun?	anlaşılmıyor muydu?	anlaşılmıyor muyduk?	anlaşılmıyor muydunuz?	anlaşılmıyorlar mıydı?
	future		anlaşılmayacak mıyım?	anlaşılmayacak mısın?	anlaşılmayacak mı?	anlaşılmayacak mıyız?	anlaşılmayacak mısınız?	anlaşılmayacaklar mı?
inferential	perfective		anlaşılmamış mıyım?	anlaşılmamış mısın?	anlaşılmamış mı?	anlaşılmamış mıyız?	anlaşılmamış mısınız?	anlaşılmamışlar mı?
	aorist		anlaşılmaz mıymışım?	anlaşılmaz mıymışsın?	anlaşılmaz mıymış?	anlaşılmaz mıymışız?	anlaşılmaz mıymışsınız?	anlaşılmazlar mıymış?
	imperfective		anlaşılmıyor muymuşum?	anlaşılmıyor muymuşsun?	anlaşılmıyor muymuş?	anlaşılmıyor muymuşuz?	anlaşılmıyor muymuşsunuz?	anlaşılmıyorlar mıymış?
conditional	simple		anlaşılmasam mı?	anlaşılmasan mı?	anlaşılmasa mı?	anlaşılmasak mı?	anlaşılmasanız mı?	anlaşılmasalar mı?
	perfective		anlaşılmasa mıydım?	anlaşılmasa mıydın?	anlaşılmasa mıydı?	anlaşılmasa mıydık?	anlaşılmasa mıydınız?	anlaşılmasalar mıydı?
progressive			anlaşılmamakta mıyım?	anlaşılmamakta mısın?	anlaşılmamakta mı?	anlaşılmamakta mıyız?	anlaşılmamakta mısınız?	anlaşılmamaktalar mı?
necessitative			anlaşılmamalı mıyım?	anlaşılmamalı mısın?	anlaşılmamalı mı?	anlaşılmamalı mıyız?	anlaşılmamalı mısınız?	anlaşılmamalılar mı?

Related terms

• anlaşılabilir

Further reading

• “anlaşılmak”, in Turkish dictionaries, Türk Dil Kurumu
• Ayverdi, İlhan (2010) “anlaşılmak”, in Misalli Büyük Türkçe Sözlük, a reviewed and expanded single-volume edition, Istanbul: Kubbealtı Neşriyatı