karşılamak

Turkish

Pronunciation

• Audio

  (file)

Verb

karşılamak (third-person singular simple present karşılar)

1. to meet, to encounter

Conjugation

Conjugation of karşılamak (aorist in -V²r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			karşılmak
impersonal participle	imperfective		karşılan
	perfective		karşılmış
	prospective		karşılacak
personal participle	non-prospective		karşıldığım	karşıldığın	karşıldığı	karşıldığımız	karşıldığınız	karşıldıkları
	prospective		karşılacağım	karşılacağın	karşılacağı	karşılacağımız	karşılacağınız	karşılacakları
verbal noun			karşılma
way of doing			karşılış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	karşılarım	karşılarsın	karşılar	karşılarız	karşılarsınız	karşılarlar
		imperfective	karşılıyorum	karşılıyorsun	karşılıyor	karşılıyoruz	karşılıyorsunuz	karşılıyorlar
	past	perfective	karşıldım	karşıldın	karşıldı	karşıldık	karşıldınız	karşıldılar
		imperfective	karşılıyordum	karşılıyordun	karşılıyordu	karşılıyorduk	karşılıyordunuz	karşılıyorlardı (or karşılıyordular)
	future		karşılacağım	karşılacaksın	karşılacak	karşılacağız	karşılacaksınız	karşılacaklar
inferential	perfective		karşılmışım	karşılmışsın	karşılmış	karşılmışız	karşılmışsınız	karşılmışlar
	aorist		karşılarmışım	karşılarmışsın	karşılarmış	karşılarmışız	karşılarmışsınız	karşılarlarmış (or karşılarmışlar)
	imperfective		karşılıyormuşum	karşılıyormuşsun	karşılıyormuş	karşılıyormuşuz	karşılıyormuşsunuz	karşılıyorlarmış
conditional	simple		karşılsam	karşılsan	karşılsa	karşılsak	karşılsanız	karşılsalar
	perfective		karşılsaydım	karşılsaydın	karşılsaydı	karşılsaydık	karşılsaydınız	karşılsaydılar
optative			karşılayım	karşılasın	karşıla	karşılalım	karşılasınız	karşılalar
progressive			karşılmaktayım	karşılmaktasın	karşılmakta	karşılmaktayız	karşılmaktasınız	karşılmaktalar
necessitative			karşılmalıyım	karşılmalısın	karşılmalı	karşılmalıyız	karşılmalısınız	karşılmalılar
imperative				karşıl	karşılsın		karşılın	karşılsınlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	karşılar mıyım?	karşılar mısın?	karşılar mı?	karşılar mıyız?	karşılar mısınız?	karşılarlar mı?
		imperfective	karşılıyor muyum?	karşılıyor musun?	karşılıyor mu?	karşılıyor muyuz?	karşılıyor musunuz?	karşılıyorlar mı?
	past	perfective	karşıldım mı?	karşıldın mı?	karşıldı mı?	karşıldık mı?	karşıldınız mı?	karşıldılar mı?
		imperfective	karşılıyor muydum?	karşılıyor muydun?	karşılıyor muydu?	karşılıyor muyduk?	karşılıyor muydunuz?	karşılıyorlar mıydı?
	future		karşılacak mıyım?	karşılacak mısın?	karşılacak mı?	karşılacak mıyız?	karşılacak mısınız?	karşılacaklar mı?
inferential	perfective		karşılmış mıyım?	karşılmış mısın?	karşılmış mı?	karşılmış mıyız?	karşılmış mısınız?	karşılmışlar mı?
	aorist		karşılar mıymışım?	karşılar mıymışsın?	karşılar mıymış?	karşılar mıymışız?	karşılar mıymışsınız?	karşılarlar mıymış?
	imperfective		karşılıyor muymuşum?	karşılıyor muymuşsun?	karşılıyor muymuş?	karşılıyor muymuşuz?	karşılıyor muymuşsunuz?	karşılıyorlar mıymış?
conditional	simple		karşılsam mı?	karşılsan mı?	karşılsa mı?	karşılsak mı?	karşılsanız mı?	karşılsalar mı?
	perfective		karşılsa mıydım?	karşılsa mıydın?	karşılsa mıydı?	karşılsa mıydık?	karşılsa mıydınız?	karşılsalar mıydı?
progressive			karşılmakta mıyım?	karşılmakta mısın?	karşılmakta mı?	karşılmakta mıyız?	karşılmakta mısınız?	karşılmaktalar mı?
necessitative			karşılmalı mıyım?	karşılmalı mısın?	karşılmalı mı?	karşılmalı mıyız?	karşılmalı mısınız?	karşılmalılar mı?
Negative declarative
infinitive			karşılmamak
impersonal participle	imperfective		karşılmayan
	perfective		karşılmamış
	prospective		karşılmayacak
personal participle	non-prospective		karşılmadığım	karşılmadığın	karşılmadığı	karşılmadığımız	karşılmadığınız	karşılmadıkları
	prospective		karşılmayacağım	karşılmayacağın	karşılmayacağı	karşılmayacağımız	karşılmayacağınız	karşılmayacakları
verbal noun			karşılmama
way of doing			karşılmayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	karşılmam	karşılmazsın	karşılmaz	karşılmayız	karşılmazsınız	karşılmazlar
		imperfective	karşılmıyorum	karşılmıyorsun	karşılmıyor	karşılmıyoruz	karşılmıyorsunuz	karşılmıyorlar
	past	perfective	karşılmadım	karşılmadın	karşılmadı	karşılmadık	karşılmadınız	karşılmadılar
		imperfective	karşılmıyordum	karşılmıyordun	karşılmıyordu	karşılmıyorduk	karşılmıyordunuz	karşılmıyorlardı
	future		karşılmayacağım	karşılmayacaksın	karşılmayacak	karşılmayacağız	karşılmayacaksınız	karşılmayacaklar
inferential	perfective		karşılmamışım	karşılmamışsın	karşılmamış	karşılmamışız	karşılmamışsınız	karşılmamışlar
	aorist		karşılmazmışım	karşılmazmışsın	karşılmazmış	karşılmazmışız	karşılmazmışsınız	karşılmazlarmış
	imperfective		karşılmıyormuşum	karşılmıyormuşsun	karşılmıyormuş	karşılmıyormuşuz	karşılmıyormuşsunuz	karşılmıyorlarmış
conditional	simple		karşılmasam	karşılmasan	karşılmasa	karşılmasak	karşılmasanız	karşılmasalar
	perfective		karşılmasaydım	karşılmasaydın	karşılmasaydı	karşılmasaydık	karşılmasaydınız	karşılmasaydılar
optative			karşılmayayım	karşılmayasın	karşılmaya	karşılmayalım	karşılmayasınız	karşılmayalar
progressive			karşılmamaktayım	karşılmamaktasın	karşılmamakta	karşılmamaktayız	karşılmamaktasınız	karşılmamaktalar
necessitative			karşılmamalıyım	karşılmamalısın	karşılmamalı	karşılmamalıyız	karşılmamalısınız	karşılmamalılar
imperative				karşılma	karşılmasın		karşılmayın	karşılmasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	karşılmaz mıyım?	karşılmaz mısın?	karşılmaz mı?	karşılmaz mıyız?	karşılmaz mısınız?	karşılmazlar mı?
		imperfective	karşılmıyor muyum?	karşılmıyor musun?	karşılmıyor mu?	karşılmıyor muyuz?	karşılmıyor musunuz?	karşılmıyorlar mı?
	past	perfective	karşılmadım mı?	karşılmadın mı?	karşılmadı mı?	karşılmadık mı?	karşılmadınız mı?	karşılmadılar mı?
		imperfective	karşılmıyor muydum?	karşılmıyor muydun?	karşılmıyor muydu?	karşılmıyor muyduk?	karşılmıyor muydunuz?	karşılmıyorlar mıydı?
	future		karşılmayacak mıyım?	karşılmayacak mısın?	karşılmayacak mı?	karşılmayacak mıyız?	karşılmayacak mısınız?	karşılmayacaklar mı?
inferential	perfective		karşılmamış mıyım?	karşılmamış mısın?	karşılmamış mı?	karşılmamış mıyız?	karşılmamış mısınız?	karşılmamışlar mı?
	aorist		karşılmaz mıymışım?	karşılmaz mıymışsın?	karşılmaz mıymış?	karşılmaz mıymışız?	karşılmaz mıymışsınız?	karşılmazlar mıymış?
	imperfective		karşılmıyor muymuşum?	karşılmıyor muymuşsun?	karşılmıyor muymuş?	karşılmıyor muymuşuz?	karşılmıyor muymuşsunuz?	karşılmıyorlar mıymış?
conditional	simple		karşılmasam mı?	karşılmasan mı?	karşılmasa mı?	karşılmasak mı?	karşılmasanız mı?	karşılmasalar mı?
	perfective		karşılmasa mıydım?	karşılmasa mıydın?	karşılmasa mıydı?	karşılmasa mıydık?	karşılmasa mıydınız?	karşılmasalar mıydı?
progressive			karşılmamakta mıyım?	karşılmamakta mısın?	karşılmamakta mı?	karşılmamakta mıyız?	karşılmamakta mısınız?	karşılmamaktalar mı?
necessitative			karşılmamalı mıyım?	karşılmamalı mısın?	karşılmamalı mı?	karşılmamalı mıyız?	karşılmamalı mısınız?	karşılmamalılar mı?