korkutucu

Turkish

Etymology

korkut- (“to frighten”) +‎ -ucu.

Adjective

korkutucu

1. frightening

Declension

predicative forms of korkutucu

present tense
	positive, declarative	positive, interrogative	negative, declarative	negative, interrogative
ben (I am)	korkutucuyum	korkutucu muyum?	korkutucu değilim	korkutucu değil miyim?
sen (you are)	korkutucusun	korkutucu musun?	korkutucu değilsin	korkutucu değil misin?
o (he/she/it is)	korkutucu / korkutucudur	korkutucu mu?	korkutucu değil	korkutucu değil mi?
biz (we are)	korkutucuyuz	korkutucu muyuz?	korkutucu değiliz	korkutucu değil miyiz?
siz (you are)	korkutucusunuz	korkutucu musunuz?	korkutucu değilsiniz	korkutucu değil misiniz?
onlar (they are)	korkutucu(lar)	korkutucu(lar) mı?	korkutucu değil(ler)	korkutucu değiller mi?
past tense
	positive, declarative	positive, interrogative	negative, declarative	negative, interrogative
ben (I was)	korkutucuydum	korkutucu muydum?	korkutucu değildim	korkutucu değil miydim?
sen (you were)	korkutucuydun	korkutucu muydun?	korkutucu değildin	korkutucu değil miydin?
o (he/she/it was)	korkutucuydu	korkutucu muydu?	korkutucu değildi	korkutucu değil miydi?
biz (we were)	korkutucuyduk	korkutucu muyduk?	korkutucu değildik	korkutucu değil miydik?
siz (you were)	korkutucuydunuz	korkutucu muydunuz?	korkutucu değildiniz	korkutucu değil miydiniz?
onlar (they were)	korkutucuydular	korkutucu muydular?	korkutucu değildi(ler) / değillerdi	korkutucu değil miydiler?
indirect past
	positive, declarative	positive, interrogative	negative, declarative	negative, interrogative
ben (I was)	korkutucuymuşum	korkutucu muymuşum?	korkutucu değilmişim	korkutucu değil miymişim?
sen (you were)	korkutucuymuşsun	korkutucu muymuşsun?	korkutucu değilmişsin	korkutucu değil miymişsin?
o (he/she/it was)	korkutucuymuş	korkutucu muymuş?	korkutucu değilmiş	korkutucu değil miymiş?
biz (we were)	korkutucuymuşuz	korkutucu muymuşuz?	korkutucu değilmişiz	korkutucu değil miymişiz?
siz (you were)	korkutucuymuşsunuz	korkutucu muymuşsunuz?	korkutucu değilmişsiniz	korkutucu değil miymişsiniz?
onlar (they were)	korkutucuymuşlar	korkutucu muymuşlar?	korkutucu değilmiş(ler) / değillermiş	korkutucu değil miymişler?
conditional
	positive, declarative	positive, interrogative	negative, declarative	negative, interrogative
ben (if I)	korkutucuysam	korkutucu muysam?	korkutucu değilsem	korkutucu değil miysem?
sen (if you)	korkutucuysan	korkutucu muysan?	korkutucu değilsen	korkutucu değil miysen?
o (if he/she/it)	korkutucuysa	korkutucu muysa?	korkutucu değilse	korkutucu değil miyse?
biz (if we)	korkutucuysak	korkutucu muysak?	korkutucu değilsek	korkutucu değil miysek?
siz (if you)	korkutucuysanız	korkutucu muysanız?	korkutucu değilseniz	korkutucu değil miyseniz?
onlar (if they)	korkutucuysalar	korkutucu muysalar?	korkutucu değilseler / değillerse	korkutucu değil miyseler?