Jump to content

parıldamak

From Wiktionary, the free dictionary

Turkish

[edit]

Etymology

[edit]

From Ottoman Turkish پارلدامق. Morphologically from parıl (shiny,gleamy) + -mak

Pronunciation

[edit]
  • IPA(key): /pɑɾɯɫdɑˈmɑk/, [pʰɑ.ɾɯɫ̪.d̪ɑˈmɑk]
  • Rhymes: -mɑk

Verb

[edit]

parıldamak (third-person singular simple present parıldar)

  1. to shine, to twinkle, to gleam
    Synonyms: parlamak, ışıldamak
    Boynundaki altın kolye parıldıyordu
    The gold necklace on her neck was shining

Conjugation

[edit]
Conjugation of parıldamak
positive conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple parıldarım parıldarsın parıldar parıldarız parıldarsınız parıldarlar
past parıldarmışım parıldarmışsın parıldarmış parıldarmışız parıldarmışsınız parıldarlarmış
inferential parıldardım parıldardın parıldardı parıldardık parıldardınız parıldarlardı
conditional parıldarsam parıldarsan parıldarsa parıldarsak parıldarsanız parıldarlarsa
continuous continuous simple parıldıyorum parıldıyorsun parıldıyor parıldıyoruz parıldıyorsunuz parıldıyorlar
past parıldıyormuşum parıldıyormuşsun parıldıyormuş parıldıyormuşuz parıldıyormuşsunuz parıldıyorlarmış
inferential parıldıyordum parıldıyordun parıldıyordu parıldıyorduk parıldıyordunuz parıldıyorlardı
conditional parıldıyorsam parıldıyorsan parıldıyorsa parıldıyorsak parıldıyorsanız parıldıyorlarsa
inferential inferential simple parıldamışım parıldamışsın parıldamış parıldamışız parıldamışsınız parıldamışlar
past parıldamışmışım parıldamışmışsın parıldamışmış parıldamışmışız parıldamışmışsınız parıldamışlarmış
inferential parıldamıştım parıldamıştın parıldamıştı parıldamıştık parıldamıştınız parıldamışlardı
conditional parıldamışsam parıldamışsan parıldamışsa parıldamışsak parıldamışsanız parıldamışlarsa
future future simple parıldayacağım parıldayacaksın parıldayacak parıldayacağız parıldayacaksınız parıldayacaklar
past parıldayacakmışım parıldayacakmışsın parıldayacakmış parıldayacakmışız parıldayacakmışsınız parıldayacaklarmış
inferential parıldayacaktım parıldayacaktın parıldayacaktı parıldayacaktık parıldayacaktınız parıldayacaklardı
conditional parıldayacaksam parıldayacaksan parıldayacaksa parıldayacaksak parıldayacaksanız parıldayacaklarsa
progressive progressive simple parıldamaktayım parıldamaktasın parıldamakta parıldamaktayız parıldamaktasınız parıldamaktalar
past parıldamaktaymışım parıldamaktaymışsın parıldamaktaymış parıldamaktaymışız parıldamaktaymışsınız parıldamaktalarmış
inferential parıldamaktaydım parıldamaktaydın parıldamaktaydı parıldamaktaydık parıldamaktaydınız parıldamaktalardı
conditional parıldamaktaysam parıldamaktaysan parıldamaktaysa parıldamaktaysak parıldamaktaysanız parıldamaktalarsa
necessitative necessitative simple parıldamalıyım parıldamalısın parıldamalı parıldamalıyız parıldamalısınız parıldamalılar
past parıldamalıymışım parıldamalıymışsın parıldamalıymış parıldamalıymışız parıldamalıymışsınız parıldamalılarmış
inferential parıldamalıydım parıldamalıydın parıldamalıydı parıldamalıydık parıldamalıydınız parıldamalılardı
conditional parıldamalıysam parıldamalıysan parıldamalıysa parıldamalıysak parıldamalıysanız parıldamalılarsa
past past simple parıldadım parıldadın parıldadı parıldadık parıldadınız parıldadılar
conditional parıldadıysam parıldadıysan parıldadıysa parıldadıysak parıldadıysanız parıldadılarsa
conditional conditional simple parıldasam parıldasan parıldasa parıldasak parıldasanız parıldasalar
past parıldasaymışım parıldasaymışsın parıldasaymış parıldasaymışız parıldasaymışsınız parıldasalarmış
inferential parıldasaydım parıldasaydın parıldasaydı parıldasaydık parıldasaydınız parıldasalardı
optative parıldayayım parıldayasın parıldaya parıldayalım parıldayasınız parıldayalar
imperative imperative regular parılda parıldasın parıldayın parıldasınlar
formal parıldayınız parıldayınız
informal parıldasana parıldasanıza
infinitive parıldamak
verbal noun parıldama
impersonal participle imperfective parıldayan
perfective parıldamış
prospective parıldayacak
personal participle non-prospective parıldadığım parıldadığın parıldadığı parıldadığımız parıldadığınız parıldadıkları
prospective parıldayacağım parıldayacağın parıldayacağı parıldayacağımız parıldayacağınız parıldayacakları
temporal adverb temporal adverb simple parıldarken1
specific parıldayınca
"and" parıldayıp
"since" parıldayalı
"until" parıldayasıya
"as long as" parıldadıkça
modal adverb modal adverb simple parıldayarak
reduplicated parıldaya parıldaya
"as if" parıldarcasına1
negative conjugation
negative conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple parıldamam parıldamazsın parıldamaz parıldamayız parıldamazsınız parıldamazlar
past parıldamazmışım parıldamazmışsın parıldamazmış parıldamazmışız parıldamazmışsınız parıldamazlarmış
inferential parıldamazdım parıldamazdın parıldamazdı parıldamazdık parıldamazdınız parıldamazlardı
conditional parıldamazsam parıldamazsan parıldamazsa parıldamazsak parıldamazsanız parıldamazlarsa
continuous continuous simple parıldamıyorum parıldamıyorsun parıldamıyor parıldamıyoruz parıldamıyorsunuz parıldamıyorlar
past parıldamıyormuşum parıldamıyormuşsun parıldamıyormuş parıldamıyormuşuz parıldamıyormuşsunuz parıldamıyorlarmış
inferential parıldamıyordum parıldamıyordun parıldamıyordu parıldamıyorduk parıldamıyordunuz parıldamıyorlardı
conditional parıldamıyorsam parıldamıyorsan parıldamıyorsa parıldamıyorsak parıldamıyorsanız parıldamıyorlarsa
inferential inferential simple parıldamamışım parıldamamışsın parıldamamış parıldamamışız parıldamamışsınız parıldamamışlar
past parıldamamışmışım parıldamamışmışsın parıldamamışmış parıldamamışmışız parıldamamışmışsınız parıldamamışlarmış
inferential parıldamamıştım parıldamamıştın parıldamamıştı parıldamamıştık parıldamamıştınız parıldamamışlardı
conditional parıldamamışsam parıldamamışsan parıldamamışsa parıldamamışsak parıldamamışsanız parıldamamışlarsa
future future simple parıldamayacağım parıldamayacaksın parıldamayacak parıldamayacağız parıldamayacaksınız parıldamayacaklar
past parıldamayacakmışım parıldamayacakmışsın parıldamayacakmış parıldamayacakmışız parıldamayacakmışsınız parıldamayacaklarmış
inferential parıldamayacaktım parıldamayacaktın parıldamayacaktı parıldamayacaktık parıldamayacaktınız parıldamayacaklardı
conditional parıldamayacaksam parıldamayacaksan parıldamayacaksa parıldamayacaksak parıldamayacaksanız parıldamayacaklarsa
progressive progressive simple parıldamamaktayım parıldamamaktasın parıldamamakta parıldamamaktayız parıldamamaktasınız parıldamamaktalar
past parıldamamaktaymışım parıldamamaktaymışsın parıldamamaktaymış parıldamamaktaymışız parıldamamaktaymışsınız parıldamamaktalarmış
inferential parıldamamaktaydım parıldamamaktaydın parıldamamaktaydı parıldamamaktaydık parıldamamaktaydınız parıldamamaktalardı
conditional parıldamamaktaysam parıldamamaktaysan parıldamamaktaysa parıldamamaktaysak parıldamamaktaysanız parıldamamaktalarsa
necessitative necessitative simple parıldamamalıyım parıldamamalısın parıldamamalı parıldamamalıyız parıldamamalısınız parıldamamalılar
past parıldamamalıymışım parıldamamalıymışsın parıldamamalıymış parıldamamalıymışız parıldamamalıymışsınız parıldamamalılarmış
inferential parıldamamalıydım parıldamamalıydın parıldamamalıydı parıldamamalıydık parıldamamalıydınız parıldamamalılardı
conditional parıldamamalıysam parıldamamalıysan parıldamamalıysa parıldamamalıysak parıldamamalıysanız parıldamamalılarsa
past past simple parıldamadım parıldamadın parıldamadı parıldamadık parıldamadınız parıldamadılar
conditional parıldamadıysam parıldamadıysan parıldamadıysa parıldamadıysak parıldamadıysanız parıldamadılarsa
conditional conditional simple parıldamasam parıldamasan parıldamasa parıldamasak parıldamasanız parıldamasalar
past parıldamasaymışım parıldamasaymışsın parıldamasaymış parıldamasaymışız parıldamasaymışsınız parıldamasalarmış
inferential parıldamasaydım parıldamasaydın parıldamasaydı parıldamasaydık parıldamasaydınız parıldamasalardı
optative parıldamayayım parıldamayasın parıldamaya parıldamayalım parıldamayasınız parıldamayalar
imperative imperative regular parıldama parıldamasın parıldamayın parıldamasınlar
formal parıldamayınız parıldamayınız
informal parıldamasana parıldamasanıza
infinitive parıldamamak
verbal noun parıldamama
impersonal participle imperfective parıldamayan
perfective parıldamamış
prospective parıldamayacak
personal participle non-prospective parıldamadığım parıldamadığın parıldamadığı parıldamadığımız parıldamadığınız parıldamadıkları
prospective parıldamayacağım parıldamayacağın parıldamayacağı parıldamayacağımız parıldamayacağınız parıldamayacakları
temporal adverb temporal adverb simple parıldamazken1
specific parıldamayınca
"and" parıldamayıp
"since" parıldamayalı
"until" parıldamayasıya
"as long as" parıldamadıkça
modal adverb modal adverb simple parıldamayarak
reduplicated parıldamaya parıldamaya
"as if" parıldamazcasına1
potential conjugation
potential conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple parıldayabilirim parıldayabilirsin parıldayabilir parıldayabiliriz parıldayabilirsiniz parıldayabilirler
past parıldayabilirmişim parıldayabilirmişsin parıldayabilirmiş parıldayabilirmişiz parıldayabilirmişsiniz parıldayabilirlermiş
inferential parıldayabilirdim parıldayabilirdin parıldayabilirdi parıldayabilirdik parıldayabilirdiniz parıldayabilirlerdi
conditional parıldayabilirsem parıldayabilirsen parıldayabilirse parıldayabilirsek parıldayabilirseniz parıldayabilirlerse
continuous continuous simple parıldayabiliyorum parıldayabiliyorsun parıldayabiliyor parıldayabiliyoruz parıldayabiliyorsunuz parıldayabiliyorlar
past parıldayabiliyormuşum parıldayabiliyormuşsun parıldayabiliyormuş parıldayabiliyormuşuz parıldayabiliyormuşsunuz parıldayabiliyorlarmış
inferential parıldayabiliyordum parıldayabiliyordun parıldayabiliyordu parıldayabiliyorduk parıldayabiliyordunuz parıldayabiliyorlardı
conditional parıldayabiliyorsam parıldayabiliyorsan parıldayabiliyorsa parıldayabiliyorsak parıldayabiliyorsanız parıldayabiliyorlarsa
inferential inferential simple parıldayabilmişim parıldayabilmişsin parıldayabilmiş parıldayabilmişiz parıldayabilmişsiniz parıldayabilmişler
past parıldayabilmişmişim parıldayabilmişmişsin parıldayabilmişmiş parıldayabilmişmişiz parıldayabilmişmişsiniz parıldayabilmişlermiş
inferential parıldayabilmiştim parıldayabilmiştin parıldayabilmişti parıldayabilmiştik parıldayabilmiştiniz parıldayabilmişlerdi
conditional parıldayabilmişsem parıldayabilmişsen parıldayabilmişse parıldayabilmişsek parıldayabilmişseniz parıldayabilmişlerse
future future simple parıldayabileceğim parıldayabileceksin parıldayabilecek parıldayabileceğiz parıldayabileceksiniz parıldayabilecekler
past parıldayabilecekmişim parıldayabilecekmişsin parıldayabilecekmiş parıldayabilecekmişiz parıldayabilecekmişsiniz parıldayabileceklermiş
inferential parıldayabilecektim parıldayabilecektin parıldayabilecekti parıldayabilecektik parıldayabilecektiniz parıldayabileceklerdi
conditional parıldayabileceksem parıldayabileceksen parıldayabilecekse parıldayabileceksek parıldayabilecekseniz parıldayabileceklerse
progressive progressive simple parıldayabilmekteyim parıldayabilmektesin parıldayabilmekte parıldayabilmekteyiz parıldayabilmektesiniz parıldayabilmekteler
past parıldayabilmekteymişim parıldayabilmekteymişsin parıldayabilmekteymiş parıldayabilmekteymişiz parıldayabilmekteymişsiniz parıldayabilmektelermiş
inferential parıldayabilmekteydim parıldayabilmekteydin parıldayabilmekteydi parıldayabilmekteydik parıldayabilmekteydiniz parıldayabilmektelerdi
conditional parıldayabilmekteysem parıldayabilmekteysen parıldayabilmekteyse parıldayabilmekteysek parıldayabilmekteyseniz parıldayabilmektelerse
necessitative necessitative simple parıldayabilmeliyim parıldayabilmelisin parıldayabilmeli parıldayabilmeliyiz parıldayabilmelisiniz parıldayabilmeliler
past parıldayabilmeliymişim parıldayabilmeliymişsin parıldayabilmeliymiş parıldayabilmeliymişiz parıldayabilmeliymişsiniz parıldayabilmelilermiş
inferential parıldayabilmeliydim parıldayabilmeliydin parıldayabilmeliydi parıldayabilmeliydik parıldayabilmeliydiniz parıldayabilmelilerdi
conditional parıldayabilmeliysem parıldayabilmeliysen parıldayabilmeliyse parıldayabilmeliysek parıldayabilmeliyseniz parıldayabilmelilerse
past past simple parıldayabildim parıldayabildin parıldayabildi parıldayabildik parıldayabildiniz parıldayabildiler
conditional parıldayabildiysem parıldayabildiysen parıldayabildiyse parıldayabildiysek parıldayabildiyseniz parıldayabildilerse
conditional conditional simple parıldayabilsem parıldayabilsen parıldayabilse parıldayabilsek parıldayabilseniz parıldayabilseler
past parıldayabilseymişim parıldayabilseymişsin parıldayabilseymiş parıldayabilseymişiz parıldayabilseymişsiniz parıldayabilselermiş
inferential parıldayabilseydim parıldayabilseydin parıldayabilseydi parıldayabilseydik parıldayabilseydiniz parıldayabilselerdi
optative parıldayabileyim parıldayabilesin parıldayabile parıldayabilelim parıldayabilesiniz parıldayabileler
imperative imperative regular parıldayabil parıldayabilsin parıldayabilin parıldayabilsinler
formal parıldayabiliniz parıldayabiliniz
informal parıldayabilsene parıldayabilsenize
infinitive parıldayabilmek
verbal noun parıldayabilme
impersonal participle imperfective parıldayabilen
perfective parıldayabilmiş
prospective parıldayabilecek
personal participle non-prospective parıldayabildiğim parıldayabildiğin parıldayabildiği parıldayabildiğimiz parıldayabildiğiniz parıldayabildikleri
prospective parıldayabileceğim parıldayabileceğin parıldayabileceği parıldayabileceğimiz parıldayabileceğiniz parıldayabilecekleri
temporal adverb temporal adverb simple parıldayabilirken1
specific parıldayabilince
"and" parıldayabilip
"since" parıldayabileli
"until" parıldayabilesiye
"as long as" parıldayabildikçe
modal adverb modal adverb simple parıldayabilerek
reduplicated parıldayabile parıldayabile
"as if" parıldayabilircesine1
impotential conjugation
impotential conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple parıldayamam parıldayamazsın parıldayamaz parıldayamayız parıldayamazsınız parıldayamazlar
past parıldayamazmışım parıldayamazmışsın parıldayamazmış parıldayamazmışız parıldayamazmışsınız parıldayamazlarmış
inferential parıldayamazdım parıldayamazdın parıldayamazdı parıldayamazdık parıldayamazdınız parıldayamazlardı
conditional parıldayamazsam parıldayamazsan parıldayamazsa parıldayamazsak parıldayamazsanız parıldayamazlarsa
continuous continuous simple parıldayamıyorum parıldayamıyorsun parıldayamıyor parıldayamıyoruz parıldayamıyorsunuz parıldayamıyorlar
past parıldayamıyormuşum parıldayamıyormuşsun parıldayamıyormuş parıldayamıyormuşuz parıldayamıyormuşsunuz parıldayamıyorlarmış
inferential parıldayamıyordum parıldayamıyordun parıldayamıyordu parıldayamıyorduk parıldayamıyordunuz parıldayamıyorlardı
conditional parıldayamıyorsam parıldayamıyorsan parıldayamıyorsa parıldayamıyorsak parıldayamıyorsanız parıldayamıyorlarsa
inferential inferential simple parıldayamamışım parıldayamamışsın parıldayamamış parıldayamamışız parıldayamamışsınız parıldayamamışlar
past parıldayamamışmışım parıldayamamışmışsın parıldayamamışmış parıldayamamışmışız parıldayamamışmışsınız parıldayamamışlarmış
inferential parıldayamamıştım parıldayamamıştın parıldayamamıştı parıldayamamıştık parıldayamamıştınız parıldayamamışlardı
conditional parıldayamamışsam parıldayamamışsan parıldayamamışsa parıldayamamışsak parıldayamamışsanız parıldayamamışlarsa
future future simple parıldayamayacağım parıldayamayacaksın parıldayamayacak parıldayamayacağız parıldayamayacaksınız parıldayamayacaklar
past parıldayamayacakmışım parıldayamayacakmışsın parıldayamayacakmış parıldayamayacakmışız parıldayamayacakmışsınız parıldayamayacaklarmış
inferential parıldayamayacaktım parıldayamayacaktın parıldayamayacaktı parıldayamayacaktık parıldayamayacaktınız parıldayamayacaklardı
conditional parıldayamayacaksam parıldayamayacaksan parıldayamayacaksa parıldayamayacaksak parıldayamayacaksanız parıldayamayacaklarsa
progressive progressive simple parıldayamamaktayım parıldayamamaktasın parıldayamamakta parıldayamamaktayız parıldayamamaktasınız parıldayamamaktalar
past parıldayamamaktaymışım parıldayamamaktaymışsın parıldayamamaktaymış parıldayamamaktaymışız parıldayamamaktaymışsınız parıldayamamaktalarmış
inferential parıldayamamaktaydım parıldayamamaktaydın parıldayamamaktaydı parıldayamamaktaydık parıldayamamaktaydınız parıldayamamaktalardı
conditional parıldayamamaktaysam parıldayamamaktaysan parıldayamamaktaysa parıldayamamaktaysak parıldayamamaktaysanız parıldayamamaktalarsa
necessitative necessitative simple parıldayamamalıyım parıldayamamalısın parıldayamamalı parıldayamamalıyız parıldayamamalısınız parıldayamamalılar
past parıldayamamalıymışım parıldayamamalıymışsın parıldayamamalıymış parıldayamamalıymışız parıldayamamalıymışsınız parıldayamamalılarmış
inferential parıldayamamalıydım parıldayamamalıydın parıldayamamalıydı parıldayamamalıydık parıldayamamalıydınız parıldayamamalılardı
conditional parıldayamamalıysam parıldayamamalıysan parıldayamamalıysa parıldayamamalıysak parıldayamamalıysanız parıldayamamalılarsa
past past simple parıldayamadım parıldayamadın parıldayamadı parıldayamadık parıldayamadınız parıldayamadılar
conditional parıldayamadıysam parıldayamadıysan parıldayamadıysa parıldayamadıysak parıldayamadıysanız parıldayamadılarsa
conditional conditional simple parıldayamasam parıldayamasan parıldayamasa parıldayamasak parıldayamasanız parıldayamasalar
past parıldayamasaymışım parıldayamasaymışsın parıldayamasaymış parıldayamasaymışız parıldayamasaymışsınız parıldayamasalarmış
inferential parıldayamasaydım parıldayamasaydın parıldayamasaydı parıldayamasaydık parıldayamasaydınız parıldayamasalardı
optative parıldayamayayım parıldayamayasın parıldayamaya parıldayamayalım parıldayamayasınız parıldayamayalar
imperative imperative regular parıldayama parıldayamasın parıldayamayın parıldayamasınlar
formal parıldayamayınız parıldayamayınız
informal parıldayamasana parıldayamasanıza
infinitive parıldayamamak
verbal noun parıldayamama
impersonal participle imperfective parıldayamayan
perfective parıldayamamış
prospective parıldayamayacak
personal participle non-prospective parıldayamadığım parıldayamadığın parıldayamadığı parıldayamadığımız parıldayamadığınız parıldayamadıkları
prospective parıldayamayacağım parıldayamayacağın parıldayamayacağı parıldayamayacağımız parıldayamayacağınız parıldayamayacakları
temporal adverb temporal adverb simple parıldayamazken1
specific parıldayamayınca
"and" parıldayamayıp
"since" parıldayamayalı
"until" parıldayamayasıya
"as long as" parıldayamadıkça
modal adverb modal adverb simple parıldayamayarak
reduplicated parıldayamaya parıldayamaya
"as if" parıldayamazcasına1

1 The suffixes -ken and -cesine may be suffixed to the base form of any of the following tenses: aorist, continuous, inferential (even when it follows another suffix), and future.

[edit]